Dünyanın birçok kütüphanesinde binlerce Türkçe el yazması var. Bunlar medeniyet hafızamızın kılcal damarları mesabesinde. Yerküreye yayılmış durumdalar. Bir kısmından haberdarız. British Museum’da Rieu Kataloğu’nda, Viyana’da Flugel, Biblioteque National’da Blochet, Almanya’da Flemming, Götz, Sohrweide Katalogları’nda ve Leiden Üniversitesi’nde San Schmidt Katalogları’nda mevcut eserler hakkında genel bir bilgimiz var. Fakat birçok ülkedeki eserler için henüz uluslararası ölçütlerde kataloglama yapılmadı. Balkanlar bunlardan birisi. Osmanlı bakiyesi benzeri coğrafyalardaki kültürel mirasın bilgisine ne yazık ki tam olarak sahip değiliz. Bilim insanlarının bu boşlukları tamamlaması lazım. İngiltere’nin en önemli kütüphanesi British Library, Türkçe el yazması eser bakımından son derece zengin. 19. yy’da Osmanlı coğrafyasından satın alma ya da başka yollarla hatırı sayılır miktarda yazma eser İngiliz kurumlarına girdi. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de, satış dışında yollarla da tarihi miras el değiştiriyor. Tarihi eser yağmacılığı bunlardan birisi. Ne yazık ki, işgal edilen ülkeler kültür ve medeniyet mirası açısından da yağma ediliyor. World Learning & World Survey raporuna göre, Irak’ın 113 kütüphanesinde 82 bin 258 el yazması yağmalandı mesela. Bunların 1494’ü Osmanlı Türkçesi eserlerden oluşuyor. 1991’deki Körfez krizi sırasında ve 2003 işgalinde Irak Ulusal Müzesi, Saddam Sanat Merkezi ve Bağdat Üniversitesi yağmalanarak, Asur, Babil, Sümer, Ur gibi Mezopotamya uygarlıklarına ait 200 bin eser dünyaya yayıldı. Batılı ülkeler, ‘öteki’ dünyanın mirasını müzelerinde sergilerken ‘o ülkeler güvenli değil, biz insanlık mirasını koruyoruz’ iddiasına sığınıyorlar. Oysa o ülkelerin ‘güvensizliği’nin gerçek müsebbibleri konusunda hiç yorum yapmıyorlar. Öte yandan tarihi eserlerin el değiştirmesi işi, yasal olarak büyük bir piyasa içinde dönüyor. Günümüzde adeta bir yatırım aracı olarak işlev görüyor. Sotheby’s, Christie’s bu tür tarihi eser satışlarının yapıldığı yerler. Zaman zaman çok değerli yazmaların satışa çıkarıldığını görüyor, medeniyet mirasımız için hayıflanıyoruz. Bir kısmı Türkiye’de, bir kısmı satışta eserler olabiliyor. Yetkili makamların bunları satın alarak da olsa, Türkiye’ye döndürmesi gerek. Bir kısmı Türkiye’de demişken, New York Halk Kütüphanesi’nde de bu vasıfta bir eser var. Siyer geleneğinin ilk örneği diyebileceğimiz, 14. yy tarihli Dariri’nin Siretu’n-Nebi adlı eserinin III. Murat dönemine ait altı ciltlik minyatürlü elyazmasının bir cildi NY Halk Kütüphanesi’nde bulunuyor. Eserin diğer üç cildi Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde, bir diğeri Dublin Chester Beatty Kütüphanesi’nde kayıtlı. Bir cildin ise kayıp olduğu biliniyor. Özel koleksiyon yoluyla NY Halk Kütüphanesi’ne giren bu eserin farklı ciltlerinin hiç olmazsa kurumsal işbirlikleri yoluyla ortak sergilerde buluşturulması güzel bir girişim olur.
© 2025 Kitapi Global